07 Nov


Çocuklarda Yeme Bozukluğu: Görünmeyen Mücadele

Yazan: Psk. Dan.  Nurhak Güven


Giriş

Yeme bozuklukları genellikle ergenlik ve genç yetişkinlik dönemleriyle ilişkilendirilse de, son yıllarda bu sorunların çocukluk çağında da giderek daha sık ortaya çıktığı gözlenmektedir. Çocuklarda yeme davranışları, yalnızca fizyolojik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda duygusal düzenleme, kontrol ve güven ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle çocukluk döneminde ortaya çıkan yeme bozuklukları, erken fark edilmediğinde hem fiziksel hem de psikolojik açıdan kalıcı etkiler bırakabilir.


Yeme Bozukluğu Nedir?

Yeme bozukluğu, bireyin besin alımını, beden ağırlığını veya görünümünü anormal biçimde kontrol etme çabasıyla karakterizedir. Çocuklarda bu durum genellikle “yemek seçme” veya “iştahsızlık” gibi masum görünen davranışlarla başlar; ancak zamanla kaygı, kontrol ihtiyacı ve duygusal dengesizlik gibi altta yatan nedenlerle derinleşebilir.


Çocuklarda Görülen Başlıca Yeme Bozuklukları

1. Seçici Yeme Bozukluğu (ARFID)

Çocuk yalnızca belirli gıdaları tüketir, diğerlerini reddeder. Bu durum damak tadından çok, kaygı, duyusal hassasiyetveya kontrol ihtiyacı ile ilişkilidir. Özellikle 5-10 yaş arası çocuklarda sık gözlenir.

2. Anoreksiya Nervoza

Yemek alımı ciddi şekilde kısıtlanır. Çocuk kilo almaktan aşırı korkar ve beden algısı bozulur. Zayıflık bir başarı göstergesi haline gelebilir. Bu bozuklukta öz-değer, çoğu zaman kilo ve görünüm üzerinden tanımlanır.

3. Bulimia Nervoza

Aşırı yeme ataklarını, kusma veya aşırı egzersiz gibi telafi davranışları izler. Çocuk yoğun suçluluk ve utanmahisseder. Küçük yaşlarda nadir görülse de, erken dönem belirtiler önemlidir.

4. Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu

Kısa sürede çok fazla yemek tüketme davranışıyla karakterizedir. Yeme eylemi çoğunlukla duygusal boşlukları doldurma işlevi taşır. Sonrasında pişmanlık ve düşük benlik saygısı gelişebilir.


Nedenleri: Çok Katmanlı Bir Dinamik

Çocuklarda yeme bozukluklarının tek bir nedeni yoktur. Çoğu vakada biyolojik, psikolojik ve çevresel etkenlerin bir araya geldiği karmaşık bir süreçten söz edilir.

  • Aile Tutumları: Kilo ile ilgili eleştiriler, baskıcı beslenme alışkanlıkları veya ödül-ceza temelli yeme davranışları.
  • Toplumsal Etkiler: Sosyal medyada ideal beden algısının dayatılması.
  • Psikolojik Faktörler: Kaygı, depresyon, düşük benlik saygısı, mükemmeliyetçilik.
  • Duygusal Travmalar: Boşanma, kayıp, istismar veya okulda zorbalık.
  • Kontrol Alanı: Çocuk için yemek, çoğu zaman kontrol edebildiği tek alandır. Bu nedenle yeme davranışı, içsel çatışmaların dışavurumu olabilir.

Belirtiler: Sessiz Alarm

Yeme bozuklukları genellikle sessiz ilerleyen bir problem olduğundan, erken belirtileri fark etmek önemlidir.

  • Yemek sırasında aşırı kontrol veya kaygı
  • Bedenle ilgili olumsuz konuşmalar
  • Sosyal ortamlarda yemek yemekten kaçınma
  • Gizlice yeme veya yemeği reddetme
  • Ani kilo değişimleri
  • Yeme davranışı sonrası suçluluk veya utanç hissi

Bu belirtiler, çocuğun yemekle değil, duygularıyla mücadele ettiğinin işaretidir.


Ebeveynler ve Uzmanlar İçin Öneriler

  1. Yargılamayın, Dinleyin:
    “Yine mi yemek seçiyorsun?” yerine “Seni rahatsız eden bir şey mi var?” gibi açık uçlu ifadeler kullanın.
  2. Beden Algısını Güçlendirin:
    Kendi bedeninizle ilgili olumsuz yorumlardan kaçının. Çocuk, yetişkinin tutumunu model alır.
  3. Yemekle Duygusal Bağ Kurmayın:
    “Yemeğini bitirirsen seni severim” gibi ifadeler, yemekle sevgi arasında koşullu bir ilişki kurar.
  4. Duygusal Farkındalığı Destekleyin:
    Çocuğa açlık, tokluk ve duygusal açlık arasındaki farkı öğretin.
  5. Profesyonel Destek Alın:
    Çocuk psikoloğu, diyetisyen ve çocuk hekiminden oluşan multidisipliner bir ekip, en sağlıklı çözüm yolunu sunar.


Çocuklarda yeme bozukluğu yalnızca beslenme alışkanlıklarıyla ilgili değildir; duygusal ifade biçimi olarak da değerlendirilebilir.

Erken fark edilip uygun psikolojik destekle yönlendirildiğinde, çocuk hem beden hem de duygusal dünyasında dengeyi yeniden kazanabilir.

Unutulmamalıdır ki amaç, çocuğun “yemesi” değil; kendini iyi hissetmesidir.


Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.